Sigorta şirketleri başvuru formlarında açık rıza almalı mı?

Paylaş

Share on facebook
Share on linkedin
Share on twitter
Share on email

Sigorta şirketleri başvuru formlarında açık rıza almalı mı?

Uluslararası metinlerde de kendine yer bulan ve dünyada son derece önemli bir yere sahip olan açık rıza terimi ile başvuru formlarında sıklıkla karşılaşılabiliyor. Kişilerin verilerinin işlenmesine dair rıza vermesi olarak tanımlanabilen açık rıza yalnızca özgür iradeyle açıklanabiliyor.
Aynı zamanda açık rızanın belirli bir konuyla ilişkili olması ve bilgilendirmeye dayalı olması da önem arz ediyor. Özellikle başvuru formlarında karşımıza sık sık çıkan açık rıza kavramı sigorta şirketleri tarafından da karşınıza çıkarılabiliyor. Sigorta şirketleri, çeşitli başvuru formlarında belli konulara ilişkin rızanızı alabiliyor. Bu bağlamda özel nitelikli verilerinize de özel uygulamalar yapılıyor.

Açık Rıza Nedir?

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle açık rıza kavramı da hepimizin hayatına girmiş bulunuyor. KVKK maddelerinde açık rıza “Bir konuya ilişkin, bilgilendirmelere dayanan ve yalnızca özgür irade yoluyla açıklanan rıza” şeklinde tanımlanıyor. KVKK maddelerinin yanı sıra açık rıza anayasa maddelerinde de kendine yer buluyor.

Anayasanın 20. maddesinin 3. fıkrasına göre kişisel veriler ancak ve ancak kanunda öngörülen durumlarda veya kişilerin açık rızasıyla işlenebiliyor. Bu kapsamda hüküm altına alınan açık rıza ile kişilerin hak ve özgürlükleri de güvence altına alınıyor.

Kanun ve anayasa kapsamlarında kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmadan işlenemiyor. Aynı zamanda özel nitelikli kişisel verilerin açık rıza olmadan işlenmesi de kanunlarla yasaklanıyor. Bunun yanı sıra kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmadan aktarılamıyor ve açık rıza olmadan yurt dışına bilgi aktarımları da böylece engelleniyor.

Uluslararası bir kavram olan açık rıza dünya genelinde son derece önemli bir kavram hâline geliyor. Avrupa Birliği Direktifine göre açık rıza ilgili kişinin kendi özgür iradesiyle, konuya ilişkin bilgi sahibi olarak, tereddütsüz bir biçimde ve yalnızca yapılan işlemle sınırlı olmak kaydıyla verdiği beyan olarak tanımlanıyor. Avrupa Birliği’nde yalnızca özel nitelikli veriler için açık rıza alınıyor. Ancak ülkemizdeki kurallara göre kişilerin her türlü kişisel verisi işlenirken açık rızaya ihtiyaç duyuluyor.

Rızayı açıklamanın nedeni ve önemli olmasının sebeplerinden biri de veriyi işleyen kişi veya kuruma fiil konusunda yol gösterici olması. Bu kapsamda açık rıza her iki taraf için de büyük önem arz ediyor.

Açık Rızanın Unsurları Nelerdir?

Açık rıza tanımlamalarda da görüldüğü üzere çeşitli unsurları ve şartları bünyesinde barındırıyor. Bunlardan biri açık rızanın belirli bir konuya ilişkin olması. Bu unsur kapsamında verilen rızanın geçerli olabilmesi adına rızanın belli bir konuyu kapsaması gerekiyor. 

 Aynı zamanda açık rıza bu kapsamda ilgili konuyla sınırlı kalıyor. Diğer konular için tekrar bir açık rıza verilmesi gerekiyor. Veri sorumlusu tarafından açık rızanın hangi sebepler ve hangi konular nedeniyle alındığının net, anlaşılır ve belirgin bir biçimde açıklanması rızanın geçerliliğini sağlıyor.

Buna göre genel bir açıklama, açık uçlu, belirsiz ve anlaşılır olmayan maddeler açık rıza metninin geçerliliğini ortadan kaldırıyor. Bu unsur kapsamında eğer daha fazla konu hakkında açık rıza alınması gerekiyorsa ayrı ayrı işlemler yapılması veya tek bir metinde tüm konuların ortaya koyulması önem arz ediyor.
Açık rıza unsurlarından bir diğeri rızanın bilgilendirmeye dayanması durumu olarak öne çıkıyor. Bir irade beyanı olan açık rızada kişinin neye özgür bir şekilde rıza gösterdiğini bilmesi gerekiyor. Aydınlatma yükümlülüğü kavramıyla da ilişkili olan bu unsurda kişinin yalnızca açık rıza durumundan değil, rızanın sonuçlarından da haberdar olması açık rızanın geçerliliğini sağlıyor.
Bu kapsamda bilgilendirmelerin açık ve anlaşılır bir biçimde gerçekleşmesi gerekiyor. Aynı zamanda bu unsurda bilgilendirme rıza vermeden önce yapılıyor. Kişinin kendi geleceğini belirlemesine de katkı sunan rızanın bilgilendirmeye dayanması unsuruyla ileride doğacak problemlerin önüne geçilebiliyor.
Üçüncü ve son madde ise açık rızanın özgür iradeyle açıklanması. Kişilerin irade beyanı olarak verdiği açık rıza ilgilinin yaptığı davranışın bilincinde ve kendi özgür iradesiyle olması durumunda geçerlilik kazanıyor. Aksi takdirde, kişinin özgür iradesini yaralayacak her türlü durumda verilen rıza da yaralanıyor.
Hata ve hile gibi şekillerle kişilerin özgür karar verebilmesi mümkün olamıyor. Bu gibi durumlarda da doğal olarak özgür iradeden hiçbir şekilde söz edilemiyor. Tarafların eşit olmaması gibi bir durumda rızanın özgür iradeyle verilip verilmediğinin değerlendirilmesi gerekiyor.